İnsanoğlu çiğ süt emmiştir ?

 

                                     İnsanoğlu çiğ süt emmiştir ?

Atalarımızdan bizlere miras kalan ‘insanoğlu çiğ süt emmiştir’ sözünü hepimiz biliriz. Neden bu denli manası karışık bir söz söylenmiştir? Manası ne kadar derindir, bir fikrimiz var mıdır?

İnsanoğlu net olmamakla beraber 500bin ile 600bin yıldır dünyada var olduğuna inanılan ve kimilerine göre dünyanın en tehlikeli canlısı. Dünyamıza baktığımızda bizler diğer canlılardan farklı olduğumuzu, aklımızı diğer canlılara göre daha fazla kullandığımızı fark edebiliriz. Aklımızı diğer canlılardan daha fazla kullanmamız bizleri her zaman iyi bir canlı mı yapar, akıl denilen nimet hep iyilik için mi çalışır ? Einstein’ın sözünü ele alırsak ‘Ben atomu insanlara hizmet etsin diye parçaladım. Onlar bomba yapıp birbirilerini yok ettiler’ cümleleri ile ne kadar sert bir tutum sergilemiş değil mi ? Bu kadar sert bir sözü hak edecek ne yapmış olabiliriz ki ? 

Hep sayfaların temiz tarafını görerek bir yere varılamayacağı gibi hep sayfalarda oluşan tozlara dikkat kesilerek de bir yere varılmaz. Gerektiği zaman durumun niteliklerini olumlu ve olumsuz taraflarıyla görmek gerekir. İnsanoğlu hep kendini iyi, temiz ve doğru görmüştür. Çok klişe olacak belki ama söylemek isterim; hırsıza neden hırsızlık yaptığını sorduğunuzda ihtiyacı olduğunu, ailesini doyurması gerektiğini söyleyecek ve bunlara benzeyen örnekler sarf edecektir. Her insanın kendine göre doğruları vardır ancak bu doğrular genel insanlık etiğine uygun mudur ? Aslında kimse kabul etmese bile bizler insan ırkı olarak nankörlük ve vefasızlığın ta kendisiyiz. Ne kadar iyi gözükürsek gözükelim bilinmeyen yanımızda bir sürü kötülük olmuştur. Kendi öz anne babasını, kardeşini çocuklarını ve eşini öldüren bir ırkız. Sırf siyasi düşüncelerinden, dolayı sevdiklerimizi akrabalarımızı ve arkadaşlarımızı silebilecek, onları namussuzluk ile adlandıracak kadar caniyiz. Tuttuğu takımdan dolayı en yakın arkadaşımız ile kavga edebilecek kadar gaddar, dine olan bakışından dolayı insanları aşağılayacak kadar yüzsüzüz.

Bütün bu iğrençliklerin yanında zarar verdiğimiz tek kesim kendi ırkımız ile sınırlı kalmıyor. Hayvanlara doğaya verdiğimiz zararın haddi hesabı yok. Sırf zevk olsun diye ezdiğimiz doğradığımız öldürdüğümüz hayvanların dilleri olsa konuşsalar keşke. Fabrikalar kurduğumuz, termik nükleer santraller inşa ettiğimiz ve çevreye zarar verdiğimiz konuyu ele almıyorum bile.

Biraz olsun insana saygı konusunda hassasiyet göstermemiz gerek. Kendimize saygı gösterirsek çevremize de saygı gösteririz.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Deprem Sonrası Düşünceler

AŞK mı Sevgi mi ?

Darbe gecesi ve sonrası yaşadıklarım