Deprem Sonrası Düşünceler

 

Bu yazı 06/02/2023 Tarihinde sabah saatlerinde gerçekleşen depremden sonra üzüntülü şekilde ve sorumsuz insanlara karşı olan öfke ile yazılmıştır.

 

Nereden başlasam, nasıl bir metin yazsam bilmiyorum. Acı deprem gerçekleştiği gün çok farklı hislere büründüm. İnanmak istemiyordum. İlk deprem çok büyüktü ve birçok sevdiğim insan da dahil olmak üzere binlerce insan zarar görmüş, binlerce insan hayatını üzücü şekilde kaybetmişti. Ülkemden uzaklarda olsam da kalbim aklım ve dualarım ile zor durumda olanlara ulaşmaya çalışıyordum.

Deprem olduktan sonra insanların birbirine yardım etmeye çalışmalarındaki üzücü yalnızlığı, hükümetin her zaman olduğu gibi vatandaşı yalnız bırakışını ve binlerce insanın mağduriyetini gördüm. Ne denilirdi ki? Binlerce mağdur sevdiklerini kurtarmaya, mal ve mülklerindeki hasarı nasıl gidereceklerini düşünmeye çalışırken olay yerinde neredeyse yok gibi olan hükümet ve ekibi gene televizyonlara çıkıp şov ve rant peşinde koşuyordu. Bütün bu olanlar yetmezmiş gibi diktatör cumhurbaşkanı televizyonlara çıkıp vatandaşa hakaret ve tehditler yağdırıyordu. (Her zaman olduğu gibi) Bir insan bu kadar mı acımasız olabilirdi, evet bu kadar olabilirdi. Şeytanın bile bu diktatöre hayretle baktığına eminim.

Deprem için bir sürü ülke yardım göndermeye, maddi manevi Türkiye’nin yaralarını sarmaya çalışıyordu. Tabi ki gelecek yardımları cebine indirmeyi bekleyen diktatör ve aveneleri de ellerini ovuşturuyor, medyaya üzüntülü rol oynayıp arka planda sevinçten yerlerinde duramıyorlardı. Akpli müteahhitler kendilerini temize çıkarmaya çalışırken diğer akpli iş insanları deprem için dikilecek konutların ihalelerini bir bir alıyordu. Medyada insanlara sus payı olarak da bir iki milyon TL vererek tabir yerindeyse gaz alıyorlardı.

Depremin oluşunu bile ‘dış mihraklara’ bağlayan binlerce akp seçmeni gene bizleri şaşırtmıyordu. Yok Amerika özel gücüyle bunu Türkiye’ye yapmış, yok amaç Türkiye’yi bitirmekmiş vs. Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunu yüzlerce yıldır öğrenmemek için direnen bir millet olarak, başımızdan binlerce deprem felaketi gelip geçmiş ve akıllanmamış bir millet olarak ne bekleyebilirdik ki? Bu da dış mihrakların oyunu evet! Allah herkese beyin vermiş kullanalım diye ancak bu kitle nedense bunu bir türlü beceremiyor. Hala çıkıp da devletimiz var olsun diyor. Binlerce insanın yardıma ihtiyacı olduğunu bas bas bağırdığı haykırdığı dönemde bile mağdur insanlara nankörlük yapıyorlar diyerek hükümeti yüceltiyor.


Çok söz var söylenecek ve bu sözler anlaşılmayacak. Elimizden gelen tek şey zor durumda olanlara maddi ve manevi yardımcı olmak. Dilerim deprem ve diğer felaketlere hazırlıklı insanlar olarak gelecekte yaşanacak zorluklara karşı daha sağlam oluruz. Ve dilerim ki artık gözümüzü açarak bu diktatör rejime bir son veririz ve umarım başımıza gelen binlerce belanın sebebini anlayarak sorunu çözmeye uğraşırız. Diktatörlüğün ve zulümlerin en kısa zamanda bitmesi dileğiyle…


Bu blogdaki popüler yayınlar

AŞK mı Sevgi mi ?

  Bu yazı 14/01/2022 tarihinde yazılmıştır. Her insan sevmeyi sevilmeyi ister. Kimileri sevilirken kimileri sadece sevmekle yetinir. Azınlık sayılabilecek bir kitle hem sever hem sevilir. Gerçekten bu kadar zor bir durum mudur aşkı ve sevgiyi bulmak ? İnsanlık var olduğu günden bu zamana sevgiye ve sevilmeye ihtiyaç duyar. Farklı farklı tercihler olsa da sevgi hepimiz için bağımlısı olduğumuz bir gerçek olmuştur. Peki kimilerine göre sevginin de üstünde olan aşk ne kadar kaliteli ve ne kadar sürelidir ? Birçok uzmana göre bir insana önce aşık olunur sonra o insana karşı olan aşk azalırken yerini sevgiye bırakır. Sevgi aşk gibi kolayca gelip geçmez. Bu nedenleri göz önüne aldığımızda aşkın hızlı ve keskin olduğunu, sevginin sakin ve uzun ömürlü olduğu söylenebilir. Kimilerine göre aşk ve sevgi ayrı iki durum değildir. Aşk sevgiyi barındırırken sevgi de aşkı barındırır denilir. Günümüzde mutlu ilişkilere baktığımız zaman çiftlerin karşılıklı olarak bir şeylerden fedakârlıklar ver...
Devamı

Darbe gecesi ve sonrası yaşadıklarım

 Bu yazı darbeden sonra yazılmış olup darbe gecesi ve sonrasında yaşananları içtenlikle aktaracak bir yazıdır. Kimsenin okuduğunda darılmaması için bahsedeceğim isimler farklı olacaktır. Şimdi darbe gecesi olanları anlatacağım… Evde bilgisayar başında izlemek için film aradığım zamanlarda saat 10-11 civarı iken birkaç arkadaşımın uçan uçaklar ile ilgili mesajlarını okudum. Ancak bir sonuca bağlayamadım. Ahmet (Ahmet bir askeri okulda askeri öğrenci) kardeşimin bana attığı ‘Kardeşim hakkını helal et, terörist avına çıkacakmışız. Belki dönemeyebiliriz.’ Sözlerinin o darbe ile bağlantılı olacağını düşünemezdim. İlerleyen saatlerde darbe yapıldığını öğrendim. Hemde televizyondan açıklamalar yapan kişiler tarafından. Hem heyecanlı bir yandan da korku dolu bir durum içerisindeydim. Darbe saati uygulanması gibi olayları düşününce   yalan darbe olduğunu anladım. Hükümetin kendine yaptırdığı darbeydi bu . Pazar günü okulumuza dönecektik. Açıkçası ben korku içerisindeydim. Çünkü as...
Devamı